Boşanmanın gerçekleşmesiyle kendiliğinden ortaya çıkan veya talep üzerine hakim tarafından karar verilen birtakım sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Her iki tarafa da mali ve hukuki sorumluluk yükleyen kararlar her iki taraf için de bağlayıcıdır. Boşanmanın başlıca sonuçları şunlardır;
- Nafaka ve tazminat kararının verilmesi,
- Mal rejiminin paylaşımı,
- İddet müddeti (yeniden evlenme süresi)
- Velayetin düzenlenmesi,
- Boşanma sonucu kişinin medeni statüsünün değişimi.
Boşanmanın sonuçları arasında sayılabilecek ilk olay kadının evlenmeden önceki soyadına dönmesidir. Bu durum Türk Medeni Kanunu 171. Maddesince düzenlenmiştir. Kadın boşandıktan sonra da eski eşinin soyadını taşımak istiyorsa bunu hâkimden talep etmek zorundadır.
Kadın, eski eşinin soyadını taşınmasında menfaatinin olduğunu ve bu durumun kocasına zarar vermeyeceğini yönünde hakim kanaatini oluşturursa eski eşinin soyadını taşmaya devam edebilir.
Boşanma sonrası kişinin medeni statüsünün değişmesi kişiyi mirasçılık haklarından mahrum bırakır. Kişiler artık birbirinin eşi olmadığından dolayı yasal mirasçı olarak haklardan yararlanamazlar veya bu konuda bir talepte bulunamazlar.
İddet Müddeti (Yeniden Evlenme Süresi)
Türk Medeni Kanunu 132. maddesinde boşanmasının gerçekleşmesinin ardından kadın için yeniden evlenme süresi düzenlenmiştir. Kadının boşanma kararının kesinleşmesinin ardından yeniden evlenmesi için geçmesi gereken süreye iddet denir. Kadın için İddet (yeniden evlenme süresi)300 gün olarak belirlenmiştir.
300 günlük süre kadının boşanma aşamasındaki eşinden çocuğunun olup olmadığı anlamak için düzenlenmiştir. Bu sayede eğer kadın gebeyse ortaya çıkacak çocuğun baba tayininin doğru bir şekilde yapılması hedeflenmektedir. Ayrıca bu kanunun amacından da anlaşılacağı üzere erkek için düzenlenmiş bir yeniden evlenme süresi yoktur.
İddet Süresinin Kaldırılma Davası
Kadınlar için düzenlenmiş olan 300 günlük yeniden evlenme süresini kaldırmanın iki yolu bulunmaktadır. Bunların ilki kadının gebe olmadığını kanıtlamasıdır. İkinci yol ise sadece boşandığı eşiyle yeniden evlenmek istediğinde mümkün olur.
Kadın mahkemeye iddet müddetinin kaldırılması davası açarak 300 günlük bekleme süresini hâkim kararıyla kaldırır. Kadının yapması gereken tek şey tıbben gebe olmadığını kanıtlamasıdır. Dolayısıyla bu davayı açarak yeniden evlenmek için 300 günlük süreyi beklemek zorunda kalmaz.
İddet süresinin kaldırılmasının ikinci yolu kadının boşandığı eşiyle evlenmesidir. Boşanmış eşler bir sebeple yeniden barışabilir ve evlenebilirler. Bu durum gerçekleşirse kadın için belirlenmiş 300 günlük süreyi beklemek zorunda kalmazlar.
Boşanma Sonrası Yoksulluk Nafakası
Boşanma sonrası ekonomik olarak düşkün olması muhtemel eşe talebi doğrultusunda yoksulluk nafakası bağlanır. Nafakaya eşlerin kusurunun ağırlığı ve sosyo-ekonomik durumu dikkate alınarak hakkaniyet çerçevesinde karar verilir.
Yoksulluk nafakası, boşanmanın mali sonuçları arasında yer alır. Yoksulluk nafakasında dikkate edilmesi gereken şey bu nafaka talep doğrultusunda bağlanır. Hâkim kendiliğinden yoksulluk nafakası verilmesine karar vermemektedir.
Boşanma Sonrası İştirak Nafakası
Boşanma sonrası velayet sahibi kişi çocuğun çeşitli bakım ve ihtiyacını karşıladığı için karşı taraftan iştirak nafakası alır. İştirak nafakası hâkim tarafından kendiliğinden karara bağlanır. Yoksulluk nafakasında olduğu gibi talebe bağlı bir nafaka türü değildir.
İştirak nafakası eşlerden birine mali sorumluluk yükleyen boşanma sonuçları arasında yer alır. İştirak nafakası çocuğun her türlü giderlerinin karşılanması amacıyla verilir. Burada hakim ailenin ekonomik durumunu ve çocuğun menfaatini göz önüne alarak iştirak nafakasını belirler.
Velayet
Boşanmanın çocuklara ilişkin sonuçlar bulunmaktadır. Bunların en önemlisi velayettir. Hâkim çocuğun üstün yararını göz önüne alarak velayetin hangi ebeveynde kalacağına karar verir. Burada hâkimin takdir yetkisi oldukça geniştir.
Velayet, annede veya babada kalabileceği gibi ortak velayet de uygulanabilir. Temel kıstas hangi ebeveynde çocuğun gelişiminin sağlıklı şekilde tamamlanacağı; eğitim, sağlık ve kültürel ihtiyaçlarının en doğru şekilde karşılanacağıdır.